Death metale köklü bir Viking mitolojisi inancıyla başlayan Amon Amarth 1992 yılında İsveç, Stockholm’ün bir güney kasabası olan Tumba’da kuruldu. İlk şarkıları için Vikingler ve kuzey tanrılarına özgü pek çok melodi, pek çok lirik yarattılar. 93 yazında Lagret Stüdyoları’na girdiler ve ilk çalışmaları olan “Thor Arise” demosunu doldurdular. Hiç ara vermeden tekrar şarkı besteleyen grup kısa bir süre sonra tekrar stüdyoya girdi ve bu sefer de “The Arrival Of The Fimbul Winter” demosuyla çıktı. Bu çalışmadan daha fazla tatmin oldular ve demo underground piyasasına indi. Tepkiler olağanüstüydü, demo kısa sürede tükendi ve Singapur’lu Pulverised Records ile anlaştılar.
Bu sefer Hypocrisy grubundan Peter Tägtgren’in sahip olduğu Abyss Stüdyosu’na girdiler ve beş günde “Sorrow Throughout The Nine Worlds” MCD’sini kaydettiler. MCD 1996 Nisan’ında çıktı ve grup adını duyurmaya başladı. Aynı sene batetist Nico gruptan ayrılıp yerine Martin Lopez geldi. Bu sırada bazı müzik firmaları gruptan etkilenmiş ve anlaşma yapmak istiyordu. Amon Amarth’ın seçimi Metal Blade Records oldu ve çıkış albümlerini hazırlamaya başladılar. Kayıtı yine Abyss Stüdyosu’nda yapılan grubun ilk uzun süreli albümü “Once Sent From The Golden Hall” 1998’de piyasaya çıktıktan sonra Amon Amarth hızla İsveç death metal sahnesinde yerini buldu.
Albüm sonrası Temmuz 98’de tam Deicide, Six Feet Under ve Brutal Truth gruplarıyla turneye çıkacakları sırada gitarist Ander Hansson gruptan ayrıldı. Alelacele buldukları yeni gitarist Johan Söderberg’le beraber turneyi gerçekleştirdiler. (Johan grubun daimi üyesi oldu) Bir sonraki turne ise Morbid Angel’la katıldıkları X-Mas Massacre Festivali’ydi. Death metalle black metal arası bir sounda sahip olan, Viking öfkesini ve gücünü anlattıkları bu yedi parçalık albümü coşkulu hayranları önünde başarıyla seslendirdiler.
Kasım 2000’de tekrar stüdyoya girdiler ve yeni albümleri “The Crusher”ı doldurdular. 2001 çıkışlı “The Crusher”, grubun şu ana kadar yaptığı en sert ve en öfkeli albümdü. Bu albüm gruba çok kapsamlı bir turne gerçekleştirmeyi daha sağladı, ilk kez liste başı olarak Danimarka ve Almanya’da konserler verdiler. Ardından Marduk ve Vader’le beraber No Mercy Festivali’ne katıldılar. İlk kez gittikleri Amerika’da da listebaşıydılar. Ülkelerine döner dönmez kapsamlı bir Avrupa turnesine daha çıktılar. Bu yopun konser temposu arasında şarkı da besteliyorlardı.
2002’nin Ağustos ayında Wacken Open Air Festivali’ne ikinci kez katıldılar ve 12.000 kişi önünde sahne aldılar. Festival sonrası yeni albümleri için Malmö’deki Berno Stüdyosu’na girdiler. Şöhreti gayet iyi olan bu stüdyoda onlara Berno (stüdyo sahibi) ve Henrik yardım etti. Başka bir stüdyoda çalmak soundlarında hiç bir değişiklik yaşatmamıştı. Böylece “Versus The World” albümü 2002’de piyasaya çıktı. Grup önemli bir miltaşı olan albüm sonrası Amon Amarth yine pek çok festivale ve turneye katıldı. Bu arada albümün 2 CD’lik, pek çok bonus ve sürpiz içeren bir de Viking edition’ı çıktı. Grubun son şaheseri ise “Fate Of Norns”. Metal Blade Records etiketiyle 2004 yılında çıkan albümle beraber Amon Amarth Viking efsanesine tam gaz devam ediyor
Bu sefer Hypocrisy grubundan Peter Tägtgren’in sahip olduğu Abyss Stüdyosu’na girdiler ve beş günde “Sorrow Throughout The Nine Worlds” MCD’sini kaydettiler. MCD 1996 Nisan’ında çıktı ve grup adını duyurmaya başladı. Aynı sene batetist Nico gruptan ayrılıp yerine Martin Lopez geldi. Bu sırada bazı müzik firmaları gruptan etkilenmiş ve anlaşma yapmak istiyordu. Amon Amarth’ın seçimi Metal Blade Records oldu ve çıkış albümlerini hazırlamaya başladılar. Kayıtı yine Abyss Stüdyosu’nda yapılan grubun ilk uzun süreli albümü “Once Sent From The Golden Hall” 1998’de piyasaya çıktıktan sonra Amon Amarth hızla İsveç death metal sahnesinde yerini buldu.
Albüm sonrası Temmuz 98’de tam Deicide, Six Feet Under ve Brutal Truth gruplarıyla turneye çıkacakları sırada gitarist Ander Hansson gruptan ayrıldı. Alelacele buldukları yeni gitarist Johan Söderberg’le beraber turneyi gerçekleştirdiler. (Johan grubun daimi üyesi oldu) Bir sonraki turne ise Morbid Angel’la katıldıkları X-Mas Massacre Festivali’ydi. Death metalle black metal arası bir sounda sahip olan, Viking öfkesini ve gücünü anlattıkları bu yedi parçalık albümü coşkulu hayranları önünde başarıyla seslendirdiler.
Kasım 2000’de tekrar stüdyoya girdiler ve yeni albümleri “The Crusher”ı doldurdular. 2001 çıkışlı “The Crusher”, grubun şu ana kadar yaptığı en sert ve en öfkeli albümdü. Bu albüm gruba çok kapsamlı bir turne gerçekleştirmeyi daha sağladı, ilk kez liste başı olarak Danimarka ve Almanya’da konserler verdiler. Ardından Marduk ve Vader’le beraber No Mercy Festivali’ne katıldılar. İlk kez gittikleri Amerika’da da listebaşıydılar. Ülkelerine döner dönmez kapsamlı bir Avrupa turnesine daha çıktılar. Bu yopun konser temposu arasında şarkı da besteliyorlardı.
2002’nin Ağustos ayında Wacken Open Air Festivali’ne ikinci kez katıldılar ve 12.000 kişi önünde sahne aldılar. Festival sonrası yeni albümleri için Malmö’deki Berno Stüdyosu’na girdiler. Şöhreti gayet iyi olan bu stüdyoda onlara Berno (stüdyo sahibi) ve Henrik yardım etti. Başka bir stüdyoda çalmak soundlarında hiç bir değişiklik yaşatmamıştı. Böylece “Versus The World” albümü 2002’de piyasaya çıktı. Grup önemli bir miltaşı olan albüm sonrası Amon Amarth yine pek çok festivale ve turneye katıldı. Bu arada albümün 2 CD’lik, pek çok bonus ve sürpiz içeren bir de Viking edition’ı çıktı. Grubun son şaheseri ise “Fate Of Norns”. Metal Blade Records etiketiyle 2004 yılında çıkan albümle beraber Amon Amarth Viking efsanesine tam gaz devam ediyor
